Gönderen Konu: EDD: SaÄŸlığım Hakkında Açık Mektup!  (Okunma sayısı 917 defa)

Çevrimdışı Sabit Fikir

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 2179
EDD: Sağlığım Hakkında Açık Mektup!
« : Ekim 13, 2020, 10:33:33 ÖS »
Sağlığım Hakkında Açık Mektup





Günde 64 tane hap alıyorum.

64 tane hap: Kahvaltıdan önce 25, kahvaltıdan sonra 20, akşam yemeğinden önce 10 ve uyumadan önce 9 tane.

Günde 64 tane hap alıyorum ve ilaçların beni yavaşça öldürdüğünü hissediyorum. Direkt beni öldürmese de bir şeyden kesin eminim; benim için gerçekten kötü. Uzun dönemde, düzenli olarak bu kadar fazla ilaç almak cidden insan için çok kötü. Tam anlamıyla kendi üzerinde oynadığın özenle hazırlanmış bir oyun – bedenine her şeyin iyi olduğunu düşünmesi için söylediğin bir yalan.

Asla bitmeyen, tüketen, içler acısı bir döngü.

Ama bir şekilde yapıyorum.

Bir şekilde yapıyorum çünkü Lyme hastalığım var. (Doktor olmadığıma göre, “kronik Lyme” hastalığım var diyorum. Benim için, 10 yıldan fazladır bu hastalık beni etkiliyor demekten daha kısa bir yol – ‘Tedavi Sonrası Lyme Hastalığı Sendromu, mevcut aktif enfeksiyona ilaveten diğer eş enfeksiyonlar, ‘borrelia ve bartonella’nın farklı gerilimi’ alternatifini tercih ederim.) Bir anlamda günde 64 hap almak durumumu kontrol altına almam için tek yol. Sevdiğim oyunu oynayabilmek için kendimi yeterince sağlıklı tutmamın tek yolu – işimi yapacak kadar yeterince sağlıklı olmak ve ailemi destekleyebilecek parayı kazanmak.

Normal hayata yakın düzeyde sağlıklı bir şeyler yaşamak.



Geçmişte Lyme hastalığıyla ilgili daha fazla konuşma yapmadığım için pişmanım. Bununla yaşamak çok korkutucu, çoğu insan hastalık hakkında fazla şey bilmiyor – bunun için sorumluluğun paylaşılmasını dürüstlüğümle kabul ettim. Farkındalığın ve anlaşılırlığın artmasına yardım etmek için kendi platformumu kullanabilirdim. Daha fazla yardım edebilirdim.

Çok daha fazla yardım etmem gerektiğini biliyorum.

Geçtiğimiz hafta bana olan, başka kimseye olmayan, Lyme hastalığına yer açmamız gerektiğini biliyorum.

Ne olduÄŸuyla ilgili ana fikir burada.

Covid haberleri yayılmaya başladığında, hemen ciddiye aldım. Sallamıyorum; Lyme hastalığıyla 10 yıldan fazla yaşadığımdan içgüdülerimi geliştirdim. Yıllarca yineleyerek söyledim Lyme hastalığının bağışıklığımı yetersizleştirdiğini – Lyme hastalığının bir parçası bağışıklık sistemimi zayıflatmak. Ciddi şekilde kötüye giden bağışıklık sistemimi döngüye sokan soğuk algınlığım vardı. Basit bir grip aşısıyla tekrarladı. Problem haline getirilmeyecek bir hastalığa yakalanmıştım, çok fazla örnek vardı, ama bağışıklık sistemimi bozuyor ve korkutucu hale getiriyordu.

Başa çıkabileceğim bir şey. Sonrasında bağışıklık yetmezliği olan kişilerin Covid-19’a yakalanma riskinin yüksek olduğunu görünce, bütün olası önlemleri aldım. (Bu arada, çoğu insanın yapmadığı büyük ayrıcalığı yaptığımı farkettim.) Covid’e yakalanma ihtimali yüksek bir kişi gibi davrandım; ölüm-kalım meselesi gibi.

WNBA’in “Bubble” organizasyon süreci başladığında, mekanı güvenli hale getirmek için neler yaptıklarını dikkatlice inceledim. Bunun için ne kadar uğraştıklarını biliyorum ve mümkün olduğunca ligdeki insanları saatlerce bir yere koyup güvenliklerini sağlamaya çalıştıklarını biliyorum. Ama önemli olan, sayılar düşmeye başlandığında bana söylenmişti, Covid-19’u tamamen Bubble organizasyonunun dışında tutmak imkansız. Ardından Florida’daki olaylar artmaya başladı. Bubble’ın Florida’daki en güvenli yer olmasına rağmen… Eğer hastahaneye gitseydim ve hastahane dolup taşmış olsaydı, sonrasında ne olacaktı?

Yine de oynamak istedim ama korktum. Kişisel doktoruma ne yapmayı planladığını sordum, çok fazla riskli olduğunu hissetti.

Ligde oynayamayacak oyuncuların dosyaları incelenmeye başladığında (mazeretin olduğu için oynamıyorsun ama maaşından vazgeçmek zorunda değilsin), muaf olup olmayacağımın problem olacağını düşünmedim bile. Lig doktorlarının, immüne sistemimin yüksek risk altında olduğunu söylemesi için panele ihtiyacım yoktu – kariyerim boyunca bağışıklık sistemim yüksek risk altındayken oynadım.

Yüksek risk taşıyan bağışıklık sistemi ile YAŞIYORUM.



Ama protokolleri takip etmeye kararlıydım.

Lyme hastalığımı tedavi eden doktor kapsayıcı bir rapor yazdı, yüksek riskli statümü onayladı ve tıbbi geçmişimi detaylandırdı. Mystics takım doktoru (harika birisi ama Lyme hastalığımı hiç tedavi etmedi), hastalığımı tedavi eden doktoruma uyarak gerekli bir rapor yazdı ve yüksek riski onayladı. İstenildiği gibi, temyiz için haklarımdan muaf tutulmamak için imzaladığım formların yanında iki raporu dosyaladım.

Birkaç gün sonra, – doktorumla ya da benimle bir kez konuşmayan – ligin doktor paneli, sağlık muafiyeti isteğimin reddedildiğini bana bildirdi.

Şimdi iki seçimle yüzleşiyordum: Hayatımı riske atacağım… ya da ücretli izne ayrılmayacağım.

Açıkçası? Acıtıyor.

Çok acıtıyor. Belki incinmek beni saf yapıyor. Biliyorum ki atlet olarak duygularımızdan bahsetmememiz beklenir. Şu an bütün sahip olduğum şey kalan duygularım. NBA oyuncuları kadar kazanmıyorum. Bunun için Ligle savaşacak isteğim yok. Başvuru yapamıyorum.

Gerçekten çok fazla acıyla kaldım. W, ne kadar acıtsa da – hayatımda, hatırladığım kadarıyla en büyük hayalimdi, yedi-sekiz sezon boyunca kanımı, terimi, göz yaşlarımı akıttığım – vücudum neler olduğu hakkında yanıldığı söylüyordu bana. Onlar öyle söyleyince doktoruma inandığım için salak olduğumu düşündüm. Sakatlık numarası yapıyorum. Çalışmayıp, maaşımı almaya çalışıyorum.

Evet….Beni yakaladılar!

Bu yüzden geçen yıl finalde 3 TANE BEL FITIĞI ile oynadım.

Kimse beni izlemediğinde, maaşımı almadığımda, sezonun oynanmayan zamanları, yılın 7 ayı çalışıyorum.

Neredeyse unutuyordum, 1.92’lik boyumu ve tehlikeli şekilde şişmemiş gibi bacaklarımı ve ayaklarımı ekonomi sınıfı uçuşlarda sıkıştırıyorum.

Bu yüzden günde 64 hap alıyorum.

Çünkü ben basketbol oynamaktan kaçmak için koşullarımı oluşturan tür de bir basketbolcuyum.

Beni çözdüler.



Kayıt için söylüyorum: Planlarımı açıklamak için bu mektubu yazmıyorum. Hala opsiyonlarımı dikkatlice ve ağırlığında düşünüyorum.

Ama bunu 3 ana nedenden dolayı yazmak istedim.

Birisincisi, söylediğim gibi: Lyme hastalığına karşı savaşta insanlara rol model olmak için geçtiğini biliyorum – yıllarca kişisel olarak mücadele ettiğim bir savaş. Önceden, daha fazlasını yapmadığım için gerçekten çok üzgünüm. Ama bu platforma sahibim ve yardım etmek istiyorum. Umarım bu bir başlangıçtır.

İkincisi, yüzleştiğim kararın benzersiz olduğunun farkındayım- hayatımı riske etmek ya da ücretsiz izin -. Şu an milyonlarca Amerikalı, benim durumumdan daha kötü durumda ve benzer kararlarla yüzleşiyorlar. Elbette çoğu bundan da kötü durumda: çoğu tamamen işsiz. Onların çoğu – özellikle Siyah ve kahverengi insanlar, özellikle Siyahi ve kahverengi LGBTQ toplulukları – yemek ve barınma sorunlarıyla meşguller. En derin dayanışma duygularımı onlarla paylaşıyorum.

Ve burada söylemek istediğim son şey – Lyme hastalığıyla, deneyimlerim sayesinde en iyi dersimi öğrendim – şu: Bilmediğimizden daha fazla şey var dünyada.

Lyme için semptomları göstermeye başladığımda, etraflıca hastalık hakkında düşünmeye başlamıştım. Migren ağrılarım ve kabuslarım vardı. Aşırı yorgunluk ve vücut ağrılarım vardı. Sürekli kötü hissediyordum. Fakat bunun ne olduğuyla ilgili hala fikrimiz yoktu. Birazcık bile ipucu yoktu. Bir doktor bakıyor bir şey söylüyor, diğeri bakıyor farklı şey söylüyor. Sonunda, doğru doktoru bulduğumda, Lyme doktoru, – bana tanıyı koyan – bütün bunlara rağmen hala çok fazla ipucu yoktu hastalıkla ilgili. Milyonlarca farklı tedavi yöntemi vardı; çok fazla deneme ve hata vardı; her şeyden birazcık vardı.

Ve tuhaf bir şekilde olay, benim için gerçekliği kavramaya doğru gitti.

Adapte olmaya en iyi şekilde mücadele ettiğimiz birkaç aydır süren pandemi süreci, eski güçlü yapılarımızı yeniden düşünmeye iten birkaç haftadır süren aktivizm, ya da diğer şeyler… Bir şekilde, tüm yıl aynı yolculuğun uzun bir örneği olduğunu hissettim – insanlar, Dünya’da, hakkında bilmediği bir çok şey öğreniyor ne kadar daha öğrenmek zorunda kaldıklarını fark ediyorlar.

Ve bu oldukça göz korkutucu, gerçekten. Düşününce stres oluşuyor.

Ama yine de değerli bir düşünce var – bu dönemde insanlara karşı olan tavırlarımız.

Düşünce şu şekilde: İnsanların neye gideceğini tam olarak anlayamayız ya da neyden geldiğini, aynı şekilde kimse bizim neye gittiğimizi ya da neyden geldiğimizi tam olarak anlayamaz.

Dünya’da bilmediğimiz çok fazla şey var.

Yapabileceğimiz en iyi şey birbirimizi dinlemek, birbirimizden öğrenmek – olabildiği kadar mütevazilikle.

Umarım, gelecekte WNBA aynısını yapmaya can atar.

Teşekkürler,

Elena





Kaynaklar

1- https://semanurkocver.home.blog/2020/07/22/elena-delle-donneun-acik-mektubu/

Çevirmenin notu: ... Amerikalı forvet yıllardır Lyme hastası ve hem bu yüzden hem de ailesine çok bağlı olduğu için WNBA harici yurt dışına oynamak için çıkmıyor.

Bu yazı The Players’ Tribune‘den çevirilmiştir.

2- Sabit Fikir'in notu: Elena Delle Done (EDD), boyu 2 mm ve tesbiti daha zor olan genç bir kene tarafından bulaştırılan Lyme hastalığının geç teşhisinden dolayı kesin tedavisi yapılamıyan bir illete yakalanmış olan Dünya'ca tanımış ABD'li ünlü kadın basketbolcudur.

Yazıdaki fotolar The Players’ Tribune'deki orijinalinden alınmıştır.

Alttaki foto EDD'ye ait olmayıp, medikalpark sitesinden alınmıştır ve kene ısırığının sebep sebep olduğu Lyme hastalığına dair bir görseldir:



3- Çevirinin burada yayınlanabilmesi için Sn. Semanur Koçver'den yazılı izin alınmıştır.
« Son Düzenleme: Ekim 13, 2020, 10:38:04 ÖS Gönderen: Sabit Fikir »